3. Sona ermesi
3. Sona ermesi
Madde 703 - Elbirliği mülkiyeti, malın devri, topluluğun dağılması veya paylı mülkiyete geçilmesiyle sona erer.
Paylaştırma, aksine bir hüküm bulunmadıkça, paylı mülkiyet hükümlerine göre yapılır.
I-) Yargı Kararları:
1-) YİBK, T: 14.03.1960, E:1960/1, K:1960/3:
Bkz. madde 699.
2-) YİBK, T: 22.02.1991, E: 1990/1, K: 1991/1:
Bkz. madde 699.
3-) YHGK, T: 03.11.2004, E: 2004/6-509, K: 2004/568:
“… Türk Medeni Kanunu’nun paylı mülkiyetin sona ermesini düzenleyen ve “paylaşma istemi” başlığını ihtiva eden 698. maddesi hukuki bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça paydaşların her birinin malın paylaşılmasını isteyebileceği hükmüne yer vermiştir. 699. madde paylaşma biçimi hakkındaki kuralı koymuştur. Buna göre aynen bölünerek paylaştırma mümkün ise hakim o şekilde değilse açık artırma ile satış kararı verecektir. Kanunun bu maddesi amir bir nitelik taşır. Aynı kanunun 703/son maddesi de elbirliği mülkiyetinde paylaşma, aksine hüküm bulunmadıkça paylı mülkiyet hükümlerine göre yapılır kuralını öngörür, Kanunu Medeni’nin 627. maddesi “Taksim davasından söz ederken Medeni Kanunun 698. maddesi başlığı ise “paylaşma istemi” şeklinde kaleme alınmıştır. Madde de “dava” sözcüğü yerine davayı da içine alan daha kapsamlı “istem” sözcüğüne yer verilmiştir.
Bu kanuni düzenlemeden anlaşılacağı üzere paylaşma isteme (taksim davası açma) hakkı kural olarak paylı mülkiyette paydaşa, elbirliği mülkiyetinde ise mirasçıya tanınmıştır. Malik olmayan kimseye paylaşma isteme ve paylaşmaya katılma hakkı tanınmamıştır. Örneğin Kanuni Medeni’nin 612, Medeni Kanunun 677. maddeleri miras payının temliki konusunda üçüncü kişi ile sözleşme yapma imkanı vermesine karşın, bu kimseye paylaşmaya katılma yetkisi vermemektedir. O halde paydaş olmayan kimsenin paylaşma (taksim) davası açması mümkün değildir.
Kanunu Medeni’nin 588. maddesine göre bir mirasçıya düşen hisseyi temellük eden veya haczeden yahut o mirasçı aleyhine borcunu ödemekten acze dair İcra vesikası olan alacaklı hâkimin mirasçı yerine kaim olmak üzere taksime iştirakini isteyebilecektir. Taksime iştirak paylaşma (davayı) isteme hakkını da kapsar. Paylaşma davası açma hakkı paydaş ya da mirasçıya ait olduğundan ve borcunu ödemeyen mirasçıdan alacağın tahsili sonucunu doğuran bir davayı açması da beklenemeyeceğinden kanunun sözü edilen maddesi ile bu hak hâkime tanınmış, hakim borçlu mirasçı yerine dava açması konusunda alacaklıya yetki vermekte, alacaklı da hakimden aldığı bu yetkiye dayanarak taksim davası açmakta idi.
Kanun koyucu böyle bir durumu uygun görmediğinden Türk Medeni Kanunu’nun 648. maddesiyle yeni bir hüküm getirmiş, alacaklıya sulh hâkiminden paylaşmaya katılmak üzere bir kayyım atanmasını isteyebilir tarzında bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre alacaklı sulh hâkiminden paylaşmaya katılmak üzere kayyım atanmasını isteyecek, kayyım atandığında kayyım paydaşlığın giderilmesi (taksim), davası açacak, davaya kayyım huzuru ile devam edilip sonuçlandırılacaktır. Önceki uygulamaya uygun biçimde açılan davanın, reddi yoluna gidilmeden kayyım konusundaki eksikliğin giderilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, borçlu mirasçının alacaklısı tarafından açılan davada verilen hüküm, dairemizin 07.11.2002 gün ve 6536-6974 sayılı kararıyla yukarıda açıklandığı üzere kayyım atanması gerektiğinden bahisle bozulmuş, 04.03.2003 tarihli oturumda bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Bununla birlikte bozma gereği yerine getirilmeden yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir... , gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. ...
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle elbirliği mülkiyetine tabi bir malda payı bulunan borçludan alacaklı olan kişi, icra mahkemesinden alacağı yetkiye dayanarak borçlunun da içinde bulunacağı tüm elbirliği ortaklarına karşı dava açıp bu davayı sonuçlandıracağına; buradaki dava açmak hakkı hakime ya da başka bir kişiye tanınmadığına; yalnızca mirasçıya ya da icra mahkemesinden İİK.’nun 121. maddesi hükmü uyarınca ortaklığın giderilmesi davasını açma yetkisini alan alacaklıya tanındığına göre; yasa koyucunun bu davayı sadece atanan kayyımın açacağını kabul ettiğini ileri sürmenin mevcut yasal düzenleme karşısında mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir. …”
II-) Türk Kanunu Medenîsi:
3- İştirak halindeki mülkiyetin nihayeti
Madde 631
İştirak halinde mülkiyet, o mülkün temliki veya iştirakin zevaliyle nihayet bulur. Bu suretle taksim, hilâfına hüküm bulunmadıkça müşterek mülkiyet hükümlerine göre yapılır.
III-) Madde Gerekçesi:
Yürürlükteki Kanunun 631 inci maddesini karşılamaktadır.
Madde İsviçre Medenî Kanununun 654 üncü maddesinde olduğu gibi iki fıkra hâline getirilmiştir. Hüküm değişikliği yoktur. Arılaştırılmak suretiyle kenar başlığıyla birlikte yeniden kaleme alınmıştır.
IV-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:
1-) ZGB:
3. Aufhebung
Art. 654
1 Die Aufhebung erfolgt mit der Veräusserung der Sache oder dem Ende der Gemeinschaft.
2 Die Teilung geschieht, wo es nicht anders bestimmt ist, nach den Vorschriften über das Miteigentum.
2-) CCS:
3. Fin
Art. 654
1 La propriété commune s’éteint par l’aliénation de la chose ou la fin de la communauté.
2 Le partage s’opère, sauf disposition contraire, comme en matière de copropriété.